Hayatını bir babaannesine bir de dansa adamış ama başından çok olaylar geçmiş, hem mutlu hem de gururlu bir insan…
Asena’dan bahsediyoruz…
Hayatında bu kadar olan bitene karşı tek başına mücadeleden bıkmayan bir insan aynı zamanda o. Hala insanlara karşı sevgisinden bir şey kaybetmemiş bir dans hocası, ilklerin öncüsü.
Biraz Geçmişe Yolculuk Yapalım
1994’ün sonlarında gizli gizli dans hayatına adım attı ama tam profesyonelliğini 1998 yılında elde etti. Aynı zamanda okul hayatını da dans hayatıyla birlikte götüren Asena, davranışları ve atletik yapısıyla hemen fark edilmeye başlandı.
Asena henüz 3 aylıkken babaannesiyle birlikte Almanya’da yaşamaya başlamıştı. Arada bir geldikleri Türkiye’ye 15 yaşında kesin dönüş yaptı. Aslen Rizeli olan Asena’nın gerçek annesi Rusya’nın Krasnogorsk kentinin yerlisidir. İyi bir sporcu olarak doğan Asena, Almanya’daki hocalarının hemen dikkatini çekip çalışmalara başlamıştır. Alışılmışın dışında bir fizik gücüne sahip olan Asena, yetiştirilme tarzından ve çevresindeki insanlara uyum sağlamak zorunda olduğundan yeniliklere kapalıdır. çocukken Almanya’da 3 yıl bale eğitimi almış, Almanya’nın dağlarında büyüdüğü için iyi derecede kayak yapmayı da öğrenmiştir.
Tam bir Karadeniz kadını olan babaannesinin ve Almanların kültüründe büyümüştür. İyi derecede Almanca ve İngilizce bilmektedir. 1998 yılında dans hayatıyla okul hayatını bir arada sürdüren Asena Marmara Üniversitesi’nin o yıllarda açtığı Otelcilik & Turizm bölümünden mezun olmuştur. 2001 – 2002 yılında da ikinci üniversitesi olan Bilgi Üniversitesi’ne devam etmiştir.
1995 yılında Mustafa Topaloğlu ilk kez televizyona çıkarmıştır fakat yaşından ve okulundan dolayı show programlarında ancak 2 ay çalışabilmiş, daha sonra tekrar televizyonlara 1999 yılında dönmüştür.
Bununla birlikte Asena’nın yaptığı başarılı işler onu zirveye taşımıştır. Uzun yıllar Türkiye’de devam eden talk show ve çeşitli TV programlarda da yer almıştı. Türkiye’nin dalında ilk oryantal dans jürisidir. Son yıllarda ASENA için dansın miladı yakıştırması yapılmaktadır. Türkiye’de ilk kez dansöz izleyenlere çatal bıçak sesini kestirmiştir. Onu izleyen herkes o dönem onun gibi olmak, onun gibi giyinmek ve onun gibi dans etmek istemiştir.
İlk devrimini kostümlerinde yapmıştır. Üçgen şeklinde açık olan iki parçalı kostümleri değiştirip etek haline getirmiştir. Asena kostüm konusunda yaptığı devrimlerle dans sektöründe yeni bir soluk getirmiş, diğer tüm dansözlerin kendisi gibi giyinmesini sağlamıştır.
Türkiyede protokol işlere giden ilk body dancerdir. Tina Turner, Mel Gibson, Elizabeth Taylor, Mick Jagger (Rolling Stones) gibi dünyaca ünlü yıldızların yanı sıra Bill Clinton gibi önemli devlet adamlarının da karşısında dans etmiştir.
Asena tüm müziklerini yönetimlerini karşısına aldığı müzisyenlerle birlikte bedeninden çıkan normlar ve kareografi eşliğinde yapmaktadır. Onun hareketleri diğer dansözlere öncülük etmiştir.
Bugün oryantallerin ilham kaynağı haline gelen darbuka, Türkiye’ye ancak 1998 yılında gelmiştir. Bununla birlikte Asena, Ritm konusundaki uzmanlığını daha da geliştirip insanlara sahnede sadece bir enstrümanla nasıl dans edilebileceğini göstermiş olup Tüm Türkiye’ye ve yurt dışına yenilikçi fikirler vermiştir. Ayrıca ünlü Piyanist Anjelika Akbar’a ilham kaynağı olup müziğini hediye etmiştir.
Asena, atletik ve sert çizgilerin göğüs atma ve titremenin duayenidir. Hala onun gibi tüm kaslarını titretebilen dansçı yoktur. Spor hayatında yaptığı bütün hareketlerini dansıyla birleştirmiştir. Bazı insanlara ürkütücü gelse de kendi tarzıyla fark yaratmıştır. Asena bir röportajında “Benim bir tarzım var, isteyen seyreder istemeyen seyretmez. Ayrıca beni herkes sevip beğenmek zorunda da değil. Ama ben herkesi seviyorum” açıklamasıyla tüm eleştirilerin önünü kesmiştir. Artık Asena herkes tarafından taklit edilir bir hale gelmiştir.
Mesleğine göstermiş olduğu saygısıyla yeni dansçılara örnek olmuştur. Dansöz ve dansözlük mesleği her ne kadar Türkiye’de kalitesiz bir iş olarak görülmüş olsa da Asena’nın doğuşuyla bu algı yerini bir sanata bırakmıştır.
Oryantal’i Dans Sporu Olarak Kabul Ettiren İnsan
Asena’nın ve dönemin Dans Federasyonu Başkanı Tolgahan Bey’in gayretiyle oryantal, devlet tarafından bir dans sporu olarak kabul edilmiştir. Böylece dansözlük toplumun önünde bir kez daha resmi bir meslek ve saygı duyulan bir iş olarak görülmüştür.
Asena’nın bu başarısını kıskananlar ve onun önünü kesmeye çalışanlar da vardı elbette. Uğradığı suikast sonrası kısa bir süre de olsa sahne hayatı bitmişti. Gelecek vaat eden bir insanın bu şekilde durdurulmaya çalışılması herkesi derinden üzdü.
Asena’ya bu kötülüğü yapanlar daha da ileriye giderek onun hiçbir yerde sahne almaması için alternatif isimler piyasaya sürmeye çalışmışlar hatta onu tehdit etmeye devam etmişlerdir. Fakat bu kötü kalpli insanlar bir şeyi unutuyordu; Türk halkının aklında ve kalbinde yer edinmiş bir insan bu kadar kolay silinemezdi.
Türkiye’ye döndüğünde ise onu dünyadaki 21 astrologdan biri olan üstad Şenay Yangel ele almıştır. Profesörlerin de tavsiyesiyle ona önce şarkıcılığı, dans okulunu ve evini değiştirmesi gerektiğini söylenmiş olup tekrar dansa dönmesi konusunda ikna edilmiştir.
VE İŞTE O AN…
Asena 2011 – 2012 yılbaşı gecesi gerek kostüm, gerek fizik, gerekse dansıyla tekrar sahnelere dönmüştür. Bu durum başta yıllar önce onun emeğini çalanları rahatsız etmiştir. Çünkü Türkiye’nin ilk resmi altın taçlı oryantali ve asil insan geri dönmüştür. Kaybettiği yıllarını ve emeğini geri alacaktır.